Cebin kansere neden olduğuna kanıt yok

Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Elektromanyetik Alanlar ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri’ Konferansında konuşan Wild, mobil telefon kullanımıyla beyin tümörleri gibi diğer tümörler arasında bir potansiyel ilişki kurulmasında yeterli kanıtlara ulaşılmadığını açıkladı. Baz istasyonu antenleri, Wi-Fi ve televizyonlar gibi kaynaklar mobil telefonlara oranla çok daha düşük ışıma yaydığını belirten Wild, mobil telefonların etkisinde ise baz istasyonu ile olan bağlantı kalitesinin önemli olduğunu vurguladı.

IARC Başkanı Wild, özellikle cep telefonlarından yayılan ışımanın insan sağlığı üzerine etkilerinin araştırıldığına işaret ederek, “Baz istasyonuna yakın olunduğunda iletişim daha kaliteli olur. Yapılan araştırmalar, mobil bağlantının baz istasyonuna yakın olunduğunda daha az etki yarattığını gösterdi. Ayrıca kablolu kulaklık kullanımının, beynin alacağı ışımayı yüzde 90 oranında azalttığını da gördük” diye konuştu.

IARC Çevre ve Radyasyon Bölüm Başkanı Joachim Schüz, IARC Çalışma Grubu’nun çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Düşük frekanslı elektromanyetik alanlar ile ilgili 2013 yılının Mayıs ayında IARC tarafından yayınlanan monografta yer almamış ve yakın tarihte yapılmış geniş katılımlı çalışmalarda da cep telefonu kullanımı ile kanser gelişme riskinde artış bulunmadığını belirtti.

IARC Çalışma Grubu’nun mobil telefon kullanımına ilişkin yaptığı çalışmaları anlatan Schüz, cep telefonlarının baz istasyonlarına uzak olmasıyla elektromanyetik alan maruziyetinin arttığını, yakın olmasıyla ise düştüğünü belirtti.

Düşük frekanslı elektromanyetik alanlara maruziyet ile kanser gelişim riskini değerlendiren bilimsel çalışmaların devam ettiğini belirten Dr. Schüz, daha kapsamlı çalışmaların yapılmasıyla yakın gelecekte bu konunun daha da aydınlanacağını vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü Elektromanyetik Alanlar Proje Yöneticisi Emilie Van Deventer konuşmasında, elektromanyetik alanların sağlık etkilerinin de değerlendirildiği uluslararası katılımlı bilimsel araştırmalar ve politikalar bütününden oluşan Elektromanyetik Alanlar Projesi’ni anlattı.

Van Deventer, dünya genelinde tartışılan ve araştırılan bir konu olma niteliği taşıyan elektromanyetik alan maruziyetlerinin sağlık etkilerine dair daha fazla araştırma yapılarak belirsizliklerin giderilmesi, uluslararası ortak ve kanıt bazlı referans değerlerin belirlenmesi ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan da Türkiye’de elektromanyetik dalgaların insan sağlığına etkisi konusunda yapılan çalışmaları özetledi.

Toplumda, özellikle baz istasyonları ve cep telefonları ile ilgili bir fobi oluşturulduğunu dile getiren Kalkan, “Bu teknolojiden vazgeçmemiz neredeyse mümkün değil. Bunu anlatırken, korku yaratmak yerine, bilgilendirmek gerekir. Türkiye’deki standartlar, baz istasyonları için dünya standartlarının dörtte bir altındadır. Ölçüm sonuçları ise çok daha düşük değerdedir” diye konuştu.

İlginizi çekebilir:  Minecraft oyununu taklit eden kötü amaçlı uygulamalar bulundu

Kalkan, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasına yönelik tartışmalara da değinerek, “Baz istasyonlarını şehir dışına taşımak, teknoloji ve bilime aykırı davranmaktır. Baz istasyonları daha sık olduğunda, elektromanyetik enerji değeri düşecektir” dedi.

Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Türkiye’nin kanser kontrol programına ilk başlayan ülkeler arasında olduğunu belirterek tütün, alkol ve obezite kontrol programları ile önümüzdeki yıllar içerisinde kanseri kontrol altına alan ilk ülkeler arasında yer alacağını ifade etti.

Kanser konusunda dünyanın en önde gelen kuruluşu olan IARC’a üye 24 ülkeden birisi olarak kanser alanındaki gelişmelerin çok yakın takip edildiğini ve ilgili uygulamaların en kısa sürede bilimsel raporlar ile değerlendirilip gerekli uygulamaların başlatıldığını ifade etti.

Elektromanyetik alanların olası sağlık etkilerinin de bilimsel danışma kurulları ile izlendiğini ifade eden Gültekin, kamuoyumuza en doğru bilgiyi en üst düzey bilim adamları ile iletmeye devam edeceklerini ifade ederek, ortak çalışmalarından ötürü IARC Başkanı Chris Wild’e teşekkür etti.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) Hacettepe Üniversitesi Beytepe yerleşkesinde bulunan Piyasa Gözetim ve Denetim Laboratuarını da gezen uzmanlar, Türkiye’de yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. BTK’nın bu laboratuvarı ile terminal ekipmanları ve elektromanyetik alan ile ilgili yapılan testler ile gözlem ve güvence altında olduğunu belirten BTK Kurul İkinci Başkanı Doç. Dr. Turgut Ayhan Beydoğan açıklamasında şunları söyledi:

“Baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması, kamuoyunda yaşanan tartışmaların başında geliyor. Bu konuda kamuoyunun büyük endişesi var. Ancak şunu bilmeliyiz ki baz istasyonları, mobil iletişimin olmazsa olmazı. Baz istasyonları olmadan mobil iletişim ver veri alış verişi hiçbir şekilde gerçekleştirilemez. Uluslararası kuruluşlar 41 Volt/Metre standart belirlemesine rağmen, Türkiye daha tedbirli davranarak tek bir baz istasyonu için 10 Volt/Metre değerini almıştır.”

Toplantıya, BTK ve Sağlık Bakanlığı üst düzey temsilcilerinin yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı İnternet Geliştirme Kurulu ve Teknoloji Bilgilendirme Platformu başta olmak üzere sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldılar.

Yazıyı Oylayın

Yazar: Haber Merkezi

TechnoLogic, teknoloji odaklı bir haber portalıdır. Melih Bayram Dede yönetiminde 2012 yılının Şubat ayında yayına başlayan TechnoLogic’teki haber ve yorumları takip etmek için sosyal medya hesaplarımızı izlemeye alabilirsiniz. E-Posta: iletisim@technologic.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir