Avrupa daha yüksek randmanlı ve daha düşük maliyetli motorlar üretmek için büyük bir çaba içinde. Motorlu taşıt tarihi propülsiyon sistemlerinin gelişimiyle paralel. Bugünlerde araştırmaların hedefinde kullanılan enerjinin ve gaz salınımının minimuma indirilmesi var.
Avrupa daha düşük maliyetli ve daha yüksek randmanlı araçlar üretme çabasında. Peki ama bu yeni teknoloji nasıl işliyor? Gündelik hayatlarımızı nasıl etkileyecek?
Avrupa yapımı, yeni jenerasyon hibrit araçlardan oluşan filo birkaç yıl içinde otomotiv sektörüne girmeye hazırlanıyor.
Hibrit araç teknolojisi verimlilik sağlıyor
Hibrit araçlar, iç yakımlı motor teknolojisiyle elektrikli motor teknolojisini bir araya getiren ve bu sayede karbondioksit salınımını düşüren, yakıt kullanımını daha etkin hale getiren araçlar.
Hibrit araçların çalışma prensiplerinden biri araçta oluşan mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürerek yeniden aracın hizmetine sunmak. Örneğin fren sistemi gibi: Arabanın ürettiği en önemli mekanik enerjilerden biri ise fren sisteminden geliyor.
ECOCHAMPS Konsorsiyumu, 8 Avrupa ülkesinden katılan 25 otomobil üreticisi şirketin yanı sıra araştırma enstitülerinden oluşuyor. Çalışmaları hibrit araç parçalarına bir standart getirmek üzerine yoğunlaşıyor.
Hedef hibrit motor gücünü %20 arttırmak
Avrupa Birliği’nin finanse ettiği projenin hedefi, hibrit motor gücünü %20 oranında arttırmak ve hibrit araçların maliyetini %10 azaltmak.
Renault şirketi mühendislerinden Claude Lehongre maliyeti nasıl düşürmeyi hedeflediklerini şu şekilde açıklıyor:
“Bu teknoloji, büyük ölçekli üretimi sayesinde üretim masraflarını yarı yarıya düşürecek. Bu araçların kullanımının yaygınlaşmasıyla karbondioksit salınımının azaltılmasına katkı sunmak istiyoruz.”
euronews’in haberine göre, Avrupa’da hibrit araçların kullanımı henüz çok yaygın değil. Ancak ekolojik sürdürülebilirlik politikalarının desteklediği hibrit araç sektörünün maliyetini düşürüp randımanını arttırmasıyla tüketicilerin de ilk tercihleri arasında yer alacağı tahmin ediliyor.
