Starcloud-1, NVIDIA H100 ile uzayda yeni bir çağ başlatıyor

Teknoloji dünyasında bu kasım ayı, yapay zekâ açısından tarihi bir dönüm noktasına sahne olacak. Starcloud girişimi, bir NVIDIA H100 GPU’yu yörüngeye taşıyacak olan Starcloud-1 uydusunu uzaya göndermeye hazırlanıyor. Böylece ilk kez bir yapay zekâ modeli, yüksek güçlü bir işlemciyle uzay ortamında eğitilecek ve çalıştırılacak.

Uzayda ilk yapay zekâ eğitimi

Starcloud-1 görevi, yapay zekâ eğitiminin ve model ince ayarının (fine-tuning) ilk kez uzayda gerçekleştirilmesi anlamına geliyor. Uyduda yer alacak NVIDIA H100 GPU’nun, daha önce uzaya gönderilmiş herhangi bir işlemciden 100 kat daha güçlü olduğu belirtiliyor. Sistem, Google’ın açık kaynaklı modeli Gemma’yı çalıştıracak. Bu adım, “uzayda ilk AI eğitimi” ve “Dünya dışı ilk yüksek güçlü çıkarım” olarak tanımlanıyor. Starcloud CEO’su Philip Johnston, projenin yalnızca teknik bir deneme olmadığını belirterek, “Önümüzdeki 10 yıl içinde yeni veri merkezlerinin büyük kısmı uzayda kurulacak” değerlendirmesinde bulundu.

Enerji, soğutma ve verimlilik avantajı

Starcloud’un geliştirdiği konsept, geleneksel veri merkezlerinden farklı olarak enerji ve soğutma maliyetlerini minimuma indirmeyi hedefliyor. Uzay ortamında kesintisiz güneş enerjisinden yararlanılması ve pasif radyatif soğutma yöntemleriyle daha verimli bir işlem altyapısı kurulabileceği vurgulanıyor. Şirket, bu sayede enerji tüketimini ve karbon salımını azaltarak sürdürülebilir bir altyapı oluşturmayı amaçlıyor.

Ortaklıklar ve gelecek planları

Projenin donanım bileşenlerinde NVIDIA’nın katkısı öne çıkarken, fırlatma görevi SpaceX’in Falcon 9 roketiyle gerçekleştirilecek. Ayrıca bazı bulut bilişim şirketleri, 2026–2027 döneminde Starcloud uydularında kendi iş yüklerini çalıştırmak için iş birliği planları yapıyor. Starcloud-1’in Kasım 2025’teki görevi, uzayda yapay zekâ tabanlı işlem gücünün ölçeklenebilirliğini test edecek ilk adım olacak. Elde edilecek sonuçlar, veri merkezlerinin gelecekte yörüngeye taşınıp taşınamayacağına dair somut veriler sunacak.

Teknik ve çevresel zorluklar

Uzay tabanlı veri merkezlerinin hayata geçmesi, yüksek maliyetlerin yanı sıra iletişim gecikmeleri, radyasyona karşı koruma ve yörüngesel atık yönetimi gibi kritik teknik sorunları da beraberinde getiriyor. Uzayda çalışacak yapay zekâ sistemlerinin güvenliği, veri gizliliği ve etik standartlara uyumu ise tartışılmaya devam ediyor.

Yeni çağın başlangıcı

Starcloud-1’in başarısı, uzay tabanlı bilgi işlem için yeni bir çağın kapısını aralayabilir. Kesintisiz enerji, düşük sıcaklık ve sınırsız ölçeklenme gibi avantajlar, geleceğin veri merkezlerinin Dünya yörüngesinde kurulabileceği fikrini güçlendiriyor. Ancak bu iddiaların doğrulanması, Kasım 2025’teki fırlatma sonrası elde edilecek performans verilerine bağlı olacak.

Video: BYD Tang | Amiral Gemisi SUV

Yeni videolar için buradan abone olun!