ABD tüm iletişimimizi Prizma ile izliyor

ABD Milli İstihbarat şefi James Clapper, telefon kayıtlarının ve internetin izlendiği yönünde çıkan haberler karşısında yapılan takibatı savundu.

Clapper, telefon kayıtlarının izlenmesi ile ilgili gizli mahkeme kararının deşifre edilmesinin “tamiri mümkün olmayan zarara” neden olduğunu açıkladı.

NSA, İDDİALARI KABUL ETMEDİ

Clapper, dokuz internet şirketinin veri tabanlarına girilmesi iddiasını da kınadı. İnternet şirketleri ise hükümet yetkililerinin veri tabanlarına girmesine izin verdikleri iddialarını yalanladı.

İngiltere’de yayınlanan Guardian gazetesi, önceki günkü haberinde, gizli mahkeme kararı gereğince Verizon adlı telefon firmasının abonelerin günlük telefon trafiğine ilişkin bilgileri Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’ya ilettiğini açıklamıştı.

Bu haberin hemen ardından ise yine Guardian gazetesi Washington Post ile birlikte Amerikan istihbarat örgütlerinin Prizma adı verilen bir program çerçevesinde dokuz internet şirketinin veri tabanlarına girdiği haberini yayınlamıştı.

DEŞİFRE EDİLMESİ ÜLKE İÇİN İYİ OLMADI

NSA milyonlarca telefon kaydını gizlice topladığını doğruladı. Ancak İsithbarat şefi Clapper, “Bu olayın deşifre edilmesi, ülkemize yönelik tehditleri ortaya çıkarma olanağına büyük zarar vermiştir” dedi.

Prizma programı ile ilgili yayımlanan haberlerin hatalı bilgiler içerdiğini ifade eden Clapper, internet firmalarından bilgi toplandığını doğruladı, ancak hedef alınan kişilerin “Amerikan vatandaşı” olmadığını açıkladı.

Beyaz Saray sözcüsü John Earnest ise, dinleme ve izleme yönetiminin ‘terör’ ile mücadelede etkin bir yöntem olduğunu savundu.

11 Eylül saldırısının ardından dönemin devlet başkanı Geroge W Bush’un uygulamaya koyduğu ve mahkeme kararı olmaksızın iç takibata izin veren program kapsamında Prizma 2007’de başlatıldı.

BBC’nin haberine göre, bu programın kullanıcı bilgisi toplamadığı, bilgi akışı içerisinde belli terimleri hedef alarak veri biriktirdiği ifade ediliyor. Clapper, programın “ABD dışındaki kişilerle ilgili dış istihbarat bilgileri toplamak için tasarlandığını” söyledi.

GÜNLÜK OLARAK BAŞKAN’A RAPOR EDİLİYOR

Washington Post, toplanan bilgilerin istihbarat raporlarının yedide birini oluşturduğunu ve devlet başkanına verilen günlük brifinglerde kullanıldığını vurguladı.

Gazete, programda adı geçen şirketlerin Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, PalTalk, AOL, Skype, YouTube ve Apple olduğunu açıkladı.

HANGİ ŞİRKET NE ZAMAN KABUL ETTİ?

Washington Post’un ele geçirdiği gizli istihbarat sunumları, Prizma adlı çok gizli bir dijital istihbarat programını ortaya çıkardı. Yahoo 2008, Google 2009, YouTube 2010, Apple 2012 yılında ABD istihbaratının Prizma (PRISM) programına katılmış.

Sözkonusu şirketler ise kullanıcıların özel bilgilerine erişim izi vermediklerini, sadece yasal yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ifade etti.

ARAMA GEÇMİŞİ, E-POSTALAR, SOHBETLER

Prizma adlı program, internet kullanıcılarına ait arama geçmişleri, e-mail içerikleri, transfer edilen dosyalar ve canlı sohbetler gibi materyallere doğrudan erişim imkanı veriyor. 11 Eylül saldırısının ardından dönemin devlet başkanı Geroge W. Bush’un uygulamaya koyduğu Prizma (PRISM) 2007’de başlatıldı. Fişleme programında dosyaların üzerinde ‘çok gizli’ ibaresi dikkat çekiyor.

BUSH DÖNEMİNDEN BİR FARKI YOK

Telefon dinleme ve internet takiplerinin eski başkan George W. Bush dönemine uzandığı ve Barack Obama yönetiminde ise bunun genişletilerek uygulanmasına devam edildiği kaydediliyor. Yeni Şafak’ın haberine göre, NSA’da 40 yıl görev yaptıktan sonra 11 Eylül saldırılarından sonra emekliye ayrılan William Binney, ‘NSA bunu hep yapıyordu. Bu ilk değil ve bu şirketlerde bundan haberdardı’ dedi. Binney, ‘Onlar Amerikan vatandaşları hakkında bilgi toplayıp dosyalamaya devam ediyor’ dedi.

TELE-İLETİŞİM İZLEME KAMPANYASI YÜRÜRLÜKTE

Ortaya çıkarılan mahkeme kararı Amerikan istihbaratının eski Başkan George W. Bush döneminden itibaren ülke içerisinde kapsamlı bir tele-iletişim izleme kampanyası yürüttüğü şüphelerine dair ele geçen ilk somut kanıt olma özelliğini taşıyor. Skandalın patlak vermesinin ardından Huffington Post haber portalı NSA ile FBI’ın 9 büyük internet sitesinden yapılan tüm yazışmaları, video, fotoğraf, e-posta ile tüm paylaşımları kayıt ettiğini yazdı.

Skandallar silsilesinin kronolojisi

  • 2001 Yurtseverlik Kanunu

11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında FBI’ın anti-terör ve izleme yetkilerini arttıran Patriot Act (Yurtseverlik Kanunu) Kongre’den çıktı. Kanunun 215’inci maddesi, yabancı istihbarat soruşturmalarında ticari kayıtlara ulaşmak için yasal izin alınmasını kolaylaştırıyor.

  • 2001 sonu – NSA bilgi topluyor

Stellar Wind adı verilen geliştirilmiş izleme tedbirleri kapsamında Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) mahkeme kararı olmadan iletişim bilgilerini toplamaya başladı.

  • 2002 Toplam Bilgi Farkındalığı Projesi

Terör aktiviteleri ile ilgili olabileceği kuşkusu ile insanların veritabanlarının kontrol edebilmesini sağlayan yeni Savunma Departmanı projesi açıklandı.

  • 2005 Gizli dinleme

New York Times’ta çıkan bir makale sonrasında dönemin ABD Başkanı George W. Bush, El Kaide üyesi olduğundan şüphelenilen bazı kişilerin görüşmelerinin gizlice dinlendiğini kabul etti.

  • Mart 2006

Yurtseverlik Kanunu’nun süresi dolan bazı maddeleri uzatıldı. Ünlü 215’inci maddedeki, bilgileri toplanan kişinin terörizm ile ilgili olma zorunluluğu kaldırıldı.

  • Temmuz 2008 yeni izleme yetkisi

Kongre yeni mahkemenin kurulmasını onayladı. Bu karar aralık 2012’de Obama tarafından yenilendi.

  • Mayıs 2011 215’inci maddenin genişletilmesi

Maddenin, iş konusundaki bölümleri genişletildi. Genişletilme, terörizmle bağı olmayan masum Amerikalıların da dinleme kapsamına girdiği yönünde eleştirilerle karşılaştı.

  • 5 Haziran 2013 yeni skandal

NSA’nın gizli bir mahkeme kararıyla Verizon adlı özel bir cep telefonu şirketine, bütün abonelerinin elektronik bilgilerini ve yapılan bütün yurt içi ve uluslararası aramaların kayıtlarını iletmesini emrettiği yönünde İngiliz Guardian gazetesinde çıkan haber büyük yankı uyandırdı.

  • 6 Haziran 2013

Washington Post ve Guardian’da çıkan haberlerde, NSA’nın 2007’den beri internet şirketlerinin sunucularına girerek, ülke dışındaki partiler arasında ya da Amerikalıların yurt dışındaki insanlarla yaptığı görüşmeleri takip ettiği ileri sürüldü.