Türkiye ve ABD, GenAI yatırımlarında farklı stratejiler izliyor

KPMG Türkiye’nin “Yapay Zekâ Dönüşümü: Türkiye ve ABD Perspektifleri” raporu, iki ülkenin üretken yapay zekâ (GenAI) yatırımlarında farklı öncelikler belirlediğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre hem Türkiye’de hem de ABD’de yöneticiler yapay zekânın önümüzdeki iki yıl içinde sektörleri kökten dönüştüreceğine kesin gözüyle bakıyor. Türkiye’de yöneticilerin yüzde 84’ü, ABD’de ise yüzde 82’si GenAI’ın sektör dinamiklerini değiştireceğini düşünüyor.

Yatırım öncelikleri iki ülkede farklılaşıyor

Rapor, Türkiye ve ABD arasındaki temel farkın yapay zekâ yatırımlarının odağında ortaya çıktığını gösteriyor. ABD’de GenAI bütçesinin en fazla ayrıldığı alanlar siber ve veri güvenliği (yüzde 67), risk ve uyum (yüzde 52) ve operasyonlar (yüzde 48) oldu. Türkiye’de ise yatırımların ağırlık noktası operasyonel verimlilik. Katılımcıların yüzde 87’si bütçelerinin bir bölümünü operasyonlara, yüzde 77’si müşteri deneyimine ayırmayı planladığını belirtiyor. Bu tablo, Türkiye’de daha çok “fırsat odaklı”, ABD’de ise “risk kontrollü” bir yaklaşımın benimsendiğini ortaya koyuyor.

Başarı kriterleri verimlilik etrafında şekilleniyor

Her iki ülkede de yapay zekâ yatırımlarının ana başarı göstergesi verimlilik olarak öne çıkıyor. ABD’de yöneticilerin yüzde 98’i verimliliği temel ölçüt olarak görürken, Türkiye’de bu oran yüzde 94 seviyesinde. Türkiye’de verimlilik sonrası operasyonel iyileştirme (yüzde 87) ve müşteri memnuniyeti (yüzde 58) ön plana çıkarken, kârlılığın yüzde 39 seviyesinde kalması dikkat çekiyor. ABD’de ise kârlılık (yüzde 97) ve iş kalitesi (yüzde 94), verimlilik kadar önemli başarı göstergeleri olarak kabul ediliyor.

Stratejik liderlik yapıları farklı

GenAI stratejisine liderlik konusunda da iki ülke arasında belirgin bir fark bulunuyor. ABD’de şirketlerin yüzde 87’sinde CIO’lar yapay zekâ stratejisinden sorumlu. Türkiye’de ise bu oran yüzde 55’te kalıyor. Türkiye’de CIO’nun yanında CEO, CTO ve diğer üst düzey yöneticilerin de sorumluluk üstlendiği görülüyor. Bu durum, Türkiye’de yapay zekâ stratejisinin tek bir merkezde toplanmadığını; sorumluluğun daha yaygın bir liderlik modeliyle yürütüldüğünü gösteriyor.

Uyum önceliği Türkiye’de, kalite kaygısı ABD’de öne çıkıyor

Her iki ülkede de veri gizliliği ve düzenleyici uyum, GenAI adaptasyonunda en önemli risk alanları arasında yer alıyor. ABD’de veri gizliliği (yüzde 69), düzenleyici konular (yüzde 55) ve veri kalitesi (yüzde 56) ön plana çıkarken; Türkiye’de veri gizliliği (yüzde 71), uyum (yüzde 58) ve veri kalitesi (yüzde 32) öne çıkıyor. ABD’de veri kalitesinin daha yüksek bir oranda endişe kaynağı olması, yapay zekâ modellerinin doğru veriyle beslenmesine verilen önemin altını çiziyor.

Eğitim yaklaşımları ayrışıyor

Rapora göre Türkiye’de GenAI eğitimleri büyük ölçüde “araç kullanımı” ve “prompt mühendisliği” odağında ilerlerken, ABD’de çalışanların yapay zekâyla birlikte çalışmasını sağlayan daha kapsamlı programlar tercih ediliyor. ABD’de yöneticiler; yönlendirme becerileri, sandbox ortamları, AI ajan gölgeleme programları ve rol bazlı iş birliği kurallarına yönelik geniş bir eğitim yelpazesi uyguluyor. Türkiye’de ise shadowing yöntemi henüz sınırlı (yüzde 6) düzeyde kalıyor.

“Türkiye için sıçrama fırsatı”

KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri ve Şirket Ortağı Gökhan Mataracı, Türkiye’nin hâlâ yapay zekâyı nasıl kullanacağını öğrenme aşamasında olduğunu, ancak bu durumun önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti. Mataracı, Türkiye’nin hızlı adaptasyon yeteneğinin önümüzdeki iki yılda dönüşümün hızlanmasını sağlayabileceğini belirterek, geleceğin rekabetinin insan ve yapay zekânın birlikte üretebildiği değer üzerinden şekilleneceğini vurguladı.