Üzerinde üç yıldan uzun bir süre çalışılan Ticarette Sahtecilikle Mücadele Anlaşması (ACTA) ancak tüm Avrupa Birliği (AB) üyeleri ve Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanırsa yürürlüğe girebilecek. Fakat hükümetler şu anda bu tartışmalı konuyu ve karar sürecini Brüksel’e bırakmış izlenimi uyandırıyor.
Avrupa Parlamentosu’nun Sosyal Demokrat üyesi Bernd Lange, “Yıllarca böyle bir anlaşma talep ettiler, oluşmasına eşlik ettiler. Deutsche Welle’ye göre, hatta bazı ülkeler bu konuda lokomotif görevi gördü. Şimdi kamuoyu haklı olarak konuyu hararetli bir şekilde tartışmaya başlayınca ‘şimdi kararı Avrupa versin’ diyorlar.” şeklinde konuşuyor.
İlk kez kamuya açık tartışılacak Avrupa Parlamentosu’nun ticaret komisyonu böylece ilk kez kamuya açık bir şekilde ACTA’yı tartışacak. Çeşitli komisyonların da konuyu ele almasının ardından anlaşma genel kurulda oylamaya sunulacak.
Başlangıçta destek büyüktü
AB, ABD, Avustralya, Kanada, Japonya, Meksika’nın yanı sıra Fas, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore ve İsviçre’nin de katılımıyla hazırlanan anlaşma metnine başlangıçta büyük destek vardı. Anlaşma, uluslararası alanda fikri mülkiyet haklarının standartlarının yükseltilmesini ve korunmasını hedefliyor. Program, video ve müziklerin internette yasadışı yoldan paylaşımını engellemeyi amaçlayan anlaşma metni ile özellikle Uzakdoğu’da üretilen sahte marka ürünlerle mücadele de hedefleniyor.
İnternette sansürden çekiniliyor
ACTA’dan an fazla kârlı çıkacak olanlar sanayi toplumları, zira özellikle fikri mülkiyet haklarının çiğnenmesinden ve sahte marka ürünlerden en çok zarar görenler de bu ülkeler. AB Komisyonu’nun verilerine göre, sahte ürünler yılda 8 milyar euro zarara neden oluyor. Aslında sahte ürünlerle mücadele konusunda tüm taraflar hemfikir, fakat ayrıntılara gelince tartışmalar kızışıyor, zira anlaşma metninin bazı bölümleri farklı yorumlanmaya açık. Özellikle Avrupa’daki internet kullanıcıları arasında protestolar artıyor. Anlaşma karşıtları, internet sunucularının çevrimiçi faaliyetleri daha sıkı bir şekilde denetlemesinden çekiniyor ve ACTA’nın internette sansüre yol açabileceğine dikkat çekiyor.
“Asıl sunucular ile mücadele edilmeli”
Avrupa Parlamentosu’ndaki Yeşiller Grubu’ndan Alman Jan-Philipp Albrecht, ACTA’ya muhalefetini dile getiren ilk isimlerdendi. Albrecht, “Fikri mülkiyet hakları alanında getirilen öneriler, internet kullanıcılarına daha baskıcı bir nitelik taşıyor. Ama kullanıcılar ile uğraşılacağına, bu hakları çiğneyen içerik arz eden sunucular ile mücadele edilmeli.” diyor.
Karar çıkması aylar sürebilir
ACTA’nın Avrupa’da yasalaşıp yasalaşmayacağı belirsiz. Avrupa Parlamentosu’nun karar verme süreci için de belli bir takvim yok. Hukuki açıdan birçok soru işareti bulunduğu için, gözler AB Komisyonu’nun başvurduğu Adalet Divanı’nda. Ancak buradan bir karar çıkması da haftalar, hatta aylar sürebilir. Parlamento anlaşma metnine onay verdiği takdirde Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi, anlaşmanın bağlayıcı olduğuna karar verebilir. Avrupa Parlamentosu’ndan veto kararı çıkarsa, ACTA şimdiki biçimiyle tarihe karışır ve müzakerelerin baştan başlaması gerekir.
AP sadece iki anlaşmayı veto etti
Avrupa Parlamentosu bugüne kadar iki anlaşmayı veto etti. Birincisi, Avrupalı banka müşterilerine ait verilerin terörle mücadele kapsamında Amerikan birimlerine iletilmesini kapsayan SWIFT Anlaşması, ikincisi ise Fas ile imzalanan bir balıkçılık anlaşmasıydı.
Atlarla insanlar arasında ne fark var? | Kitap: Çalışılmayan Bir Dünya – Daniel Susskind
Yeni videolardan haberdar olmak için buradan kanala abone olmayı unutmayın!