13. CeBIT Bilişim Eurasia ve CeBIT Sinerji Zirvesi, son gününde Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i konuk etti. Zirveye, Fatih Projesi’ni anlatan kapsamlı bir sunumla katılan Bakan Dinçer, bu projeyi bilgi toplumu sıçramasını yapabilmek için başlattıklarını söyleyerek, Fatih Projesi sayesinde yenilikçi, yaratıcı, geliştirici bireyler yetiştirilmesini hedeflediklerini belirtti.
Konuşmasının devamında, “Bugüne kadar ideolojik olarak yapılandırılan eğitim sistemi rasyonelleşme üzerine kurulmalıdır. Biz süreci böyle olarak gerçekleştiriyoruz. Gerçekten de çağımızda bilginin, teknolojinin, ekonominin ve toplumun daha karmaşık hale gelmesi nedeniyle; bu karmaşık yapılara uyum sağlamak amacıyla eğitim ve öğretimin süresi, paradigması ve müfredatında değişim yapmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Dünyada bu değişimi iyi okuyan ve buna uygun olarak gerekli düzenlemeleri yapabilen ülkelerin bilgi ve teknoloji üreterek yeni yüzyıla yön verdiklerini ve kalkınma yarışında öne çıktıklarını görüyoruz.” diyen Milli Eğitim Bakanı, ana hatlarıyla dünyada eğitim ve öğretimle ilgili yeni eğilimler ve yaklaşımlardan da söz etti.
Milli eğitim Bakanlığı bütçesi 2013 yılında 47,5 milyar olarak öngörülüyor!
Bakan Dinçer; “Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, 2002 yılında 7,5 milyar iken, 2012 yılında %424,9’luk artışla 39,1 milyar olmuştur. 2013 yılında 47,5 milyar olarak öngörülmesiyle, artış oranı 2002 yılına göre %536,6 olmuştur.” açıklamasını yaptı.
Konuşmasını, “Son olarak kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanunla eğitim sisteminde yeni bir dönemi başlattık. Öğrencilerimizi daha esnek, demokratik ve yeni ihtiyaçlara cevap verebilen, ilgilerine göre eğitim alabileceği imkânlarla donatacağımız bur sürecin yasal zeminini oluştururken, 12 yıllık zorunlu eğitimle ülkemiz eğitim ortalamasının dünya seviyesine çıkarılmasının da adımlarını atmış olduk.” diyerek sürdürdü.
Dinçer önümüzdeki sürece ilişkin öngörülerini; eğitim süreçlerinin esnek bir yapıya kavuşacağı, hayat boyu eğitim ve öğretimin önem kazanacağı, bireyin kazandığı her tür yeterliliğin değerlendirildiği sistemlerin kurulduğu, sertifikalı eğitim modelinin ağırlık kazanacağı, eğitim taleplerinin çeşitlenerek artacağı olarak özetledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer “Fatih Projesi” ne ilişkin görüşlerini, “2011 yılında daha ileri bir adım atarak okullarımıza sunduğumuz bilişim teknolojisi imkânlarını sınıflarımıza kadar taşımak ve bilgi toplumu aşamasına doğru büyük bir sıçrama yapabilmek için Fatih Projesi başlattık. Amacımız ülkemizin her yerindeki öğrencilerin sosyo-ekonomik durumu ve şartları ne olursa olsun bilişim teknolojisi imkânlarından faydalanmasıdır. Fatih Projesi birçok yönüyle ülkemiz açısından büyük önem arz ediyor. Bunlardan en önemlisi çocuklarımızın bilgi toplumunun yenilikçi, yaratıcı ve girişimci bireyleri olarak yetişmelerine yardımcı olmak ve ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümünü hızlandırmaktır. Bu sonucun özel sektörün ihtiyaç ve beklentilerine de çok büyük oranda çare olacağını, hatta onu değiştirip dönüştüreceğini de belirtmek gerekir.” diyerek aktardı.
Dinçer, Fatih Projesi’nin uzun vadedeki sonuçlarının projeksiyonunu da; “Türkiye’de internet ağ alt yapısı gelişmiş ülkelerin bant genişliğini ve internet hızını yakalayacak, okullarımızın tamamında geniş bant internetin ulaşmasıyla ülkemizde elektronik seçim ve sayımın alt yapısı oluşacak, okullara alınacak tüm donanım malzemelerinin Türkiye’de üretim ve montajının yapılması istihdamın yanı sıra bilişim sektörünün gelişmesine katkı sağlayacak, elektronik ortamda eğitim içeriklerinin ve üretici firmaların bu süreçte e-içerik kalitesi ve miktarında artış yaşanacaktır.” diyerek açıkladı.
Bakan Dinçer konuşmasının son bölümünü şöyle sürdürdü; “Sizlerin de bildiği gibi Fatih Projesi ile okulöncesi, ilköğretim ile ortaöğretim düzeyindeki tüm okullarımızın sınıflarına etkileşimli tahta ve İnternet ağ altyapısı, her okula çok amaçlı fotokopi makinesi, doküman kamera ile öğretmenlere dizüstü bilgisayar/tablet bilgisayar ve örgün eğitimdeki 5-12. Sınıf öğrencilerine tablet bilgisayar sağlanacaktır.
Bu vesileyle pilot uygulaması yapılan projemizin hâlihazırda geldiği nokta ile ilgili değerli katılımcıları ve kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum. Bakanlığımıza bağlı, 3657 Ortaöğretim, Özel Eğitim ve Din öğretimine bağlı okullarımızın her dersliğine etkileşimli tahta, her okula doküman kamera ve çok fonksiyonlu yazıcı alımı gerçekleştirilmiş, kurulumlara devam edilmektedir.
110 Uzaktan hizmet içi eğitim merkezi için kazanan firma ile sözleşme imzalanmış, kurulum ve muayene kabul çalışmalarına başlanılmıştır. Öğretmen ve öğrencilere tablet dağıtımı ile ilgili olarak Şubat 2012 de 52 okulda pilot uygulama yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucu pilot uygulamaya 102 ortaöğretim kurumu daha ilave edilmiştir. 8 derslik ve üzeri tüm okullarımıza 16 Şubat 2012 tarihi itibarıyla 29.812 “Bilişim Teknolojisi Sınıfı” kuruldu.
Yine bu süreçte okullarımıza yaklaşık 1 milyon bilgisayar gönderildi. Okullarımızın ADSL İnternet erişimini ilköğretimde %98, ortaöğretimde ise % 100 olarak gerçekleştirdik. Bir anlamda bu süre öğrenci ve öğretmenlerimizin bilgisayarla, internetle, eğitimde bilgisayar teknolojilerinin kullanımıyla tanışıklığının ilk evresini oluşturdu.”
