İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, dijital devrim nedeniyle bütün endüstrilerde üretim şekillerinin değiştiğine dikkat çekerek “Bilişim temelli yeni bir ekonomi doğuyor. Paradan para kazanma dönemi miadını doldurdu. Hiçbir ülke, yeni üretim modelini ekonominin en önemli unsuru olarak görmeden küresel rekabette ayakta kalamaz. Dijitalleşme sayesinde üretimde yaşanacak yüzde 3’lük artışın, Türkiye ekonomisine 150-200 milyar dolar katkı sağlayacağı hesaplanıyor” dedi.
Bahçıvan, “Dijital devrime dayanan yeni sanayileşme perspektifi, kalkınma stratejimizin merkezinde olmalı. Üretimde niteliği artırma zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Başkalarının geliştirdiği teknolojiyle kalkınan bir ülke modeli yok. Yeni sanayi ve üretim ekosistemini, insan odaklı biçimlendirecek bir model için çok paydaşlı iş birliğine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısı, “Sanayi ve Dijitalin Yarattığı Yeni Üretim Ekosistemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yapacağı toplantıya, araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner Türkiye Kıdemli Yönetici Ortağı Yunus Özdemir konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, konuşmasının başında insanlığın dönüşümünü hızlandıran “Dijital devrim” nedeniyle bütün endüstrilerdeki üretim şekillerinin değiştiğine dikkat çekti.
Konuyu rakamlarla açıklayan Bahçıvan “Dijitalleşme sayesinde üretimde yaşanacak yüzde 3’lük artışın, Türkiye ekonomisine 150-200 milyar dolar katkı sağlayacağı hesaplanıyor. Bugün dijitalleşmeyi sadece üretim hattının bir faaliyeti olarak değil, aynı zamanda bir şirketin bütün çalışma ve süreçlerinin dijitalleşmesi olarak düşünmeliyiz. Yeni dönem, kendi kendini düzenleyebilen otonom üretim sistemleri vaat ediyor” diye konuştu.
Dijital Ekonominin Yakıtı; Veridir. Veri, yeni petroldür
Bugünlerde “Dijital Ekonominin Yakıtı; Veridir. Veri, yeni petroldür” sözünü sık sık duyduklarını dile getiren Bahçıvan, şunları söyledi:
“Veri, gerçekten de önemli ve çoğu zaman yararlanılmayan bir kaynak. Bu süreçte ‘Büyük Veri’ olarak adlandırılan yeni dijital kaynaklar ortaya çıkarken, yapay zekaya sahip akıllı makineler kendi kendini geliştirmeyi öğreniyor.
Sanayi makinelerin makinelerle iletişim kurduğu bir aşamaya geçiyor. Akıllı ve bağlantılı ürün ve üretim süreçleri müşteriyi, satıcıyı, üreticiyi, tedarikçiyi birbirine daha da yakınlaştırıyor.
Özellikle bilişim temelli yeni bir ekonomi doğuyor. Yeni çağın yarattığı yeni üretim ekosisteminde artık üretmeden büyümek, kısa yoldan zengin olmak eskisi kadar kolay değil. Paradan para kazanma dönemi miadını doldurdu.
Hiçbir ülke, yeni üretim modelini ekonominin en önemli unsuru olarak görmeden küresel rekabet koşullarında ayakta kalamaz. Bütün bu gelişmeler; dijitalleşme ile üretim süreçlerinin ve ürünlerin daha “akıllı” hale geldiğini gösteriyor.”
Dijital devrime dayalı yeni sanayileşme perspektifi ön planda olmalı
Bahçıvan konuşmasında, sanayi ve dijitalin yarattığı yeni üretim ekosistemi perspektifini hayata geçirmenin en önemli unsurlardan birinin, Türkiye’nin de şekillenmekte olan yeni nesil sanayi anlayışını benimsemesi ve bu doğrultuda bir dönüşüme kendini hazırlaması gerçeği olduğunu söyledi.
Sorulması gereken soruların, “Yeni sanayi çağına hazır olmak için neler yapıyoruz, hangi adımları atıyoruz?” olması gerektiğini kaydeden Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dijital devrime dayanan yeni sanayileşme perspektifi, kalkınma stratejimizin merkezinde yer almalıdır. Teknolojide de tüketici değil, üretici konumda olmamız gerekiyor.
Başkalarının geliştirdiği teknolojiye bağımlı olarak kalkınan bir ülke modeli yok. Büyük hedeflere sahip, genç nüfusu olan bir Türkiye için çok şikayetçi olduğumuz orta gelir tuzağını ve düşük büyümeyi artık kabul edilemez görüyoruz.
O halde, Türkiye sanayide dijitalleşmeyi başarmış güçlü bir ülke olma yolunda üretimde niteliği artırma zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Yeni sanayi ve üretim ekosistemini, insanı güçlendirici ve insan odaklı şekilde biçimlendirmek için bir model oluşturulmalı.
Çok paydaşlı; kamu, özel sektör, üniversiteler, bilim çevreleri, vb. iş birliklerine ihtiyaç var. Devlet ve kamu kurumları kadar biz sanayicilerin de kendi rollerini yerine getirmesi gerekiyor.”
XIX. Yüzyıl İstanbulu’ndan Fotoğraflar Sergisi açıldı
İSO Meclis Yönetimi ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis ocak ayı olağan toplantısından önce XIX. Yüzyıl İstanbulu’ndan Fotoğraflar sergisinin açılışını gerçekleştirdi.
XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının eserlerinden oluşan ve Suna-İnan Kıraç Fotoğraf Koleksiyonu’ndan derlenen “Konstantiniyye’den İstanbul’a – XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları” sergisi bir devrin İstanbulu’nu çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişilikleriyle gözler önüne seriyor.
Usta fotoğrafçılar James Robertson, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Biraderler, Guillame Berggren, Mihran İranyan ve Gülmez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri keyifli bir yolculuğa çıkartıyorlar.