BYOD trendi kurumlarda siber riskleri artırıyor

Kurum çalışanlarının kendi cihazlarını iş amaçlı kullanmalarını ifade eden “Kendi Cihazını Getir” (BYOD – Bring Your Own Device) yaklaşımı, günümüzde birçok işletme için standart hâle geldi. Küresel BYOD ve kurumsal mobilite pazarının 2024 itibarıyla 129,2 milyar dolar büyüklüğe ulaştığı, 2030’a kadar bu rakamın 331,6 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Ancak siber güvenlik uzmanları, bu trendin kontrolsüz şekilde yayılmasının ciddi güvenlik açıklarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Siber güvenlik şirketi ESET, kişisel cihazların özellikle yeterince denetlenmediği durumlarda kurumsal sistemlerdeki en zayıf halka hâline geldiğini vurgularken, BYOD kullanımında güvenlik risklerine karşı dikkat edilmesi gereken noktaları sıraladı.
Standart güvenlik önlemleri çoğu zaman yok
Kişisel cihazların kurumsal ağlara bağlanmasında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri, bu cihazlarda standart güvenlik protokollerinin uygulanmaması. Uç nokta koruması, şifreleme, güçlü parola kullanımı gibi temel güvenlik önlemlerinin eksik olması, saldırı yüzeyini genişletiyor. Kullanıcıların siber güvenlik konusunda bilinçli olmaması ya da bu cihazları başkalarının da kullanması, tehditleri artırıyor. Ayrıca bu cihazlar çoğu zaman halka açık Wi-Fi ağlarında (kafeler, havaalanları, vb.) kullanıldığından, siber saldırılara açık hâle geliyor.
Gölge BT riski büyüyor
Çalışanların onaylanmamış uygulamalar ya da doğrulanmamış bulut hizmetlerini kullanarak iş süreçlerini sürdürmesi, “gölge BT” olarak tanımlanıyor. Bu durum, verilerin kontrolsüz şekilde dışa aktarılmasına ve siber güvenlik açıklarının oluşmasına yol açabiliyor.
Kurumsal BYOD politikaları şart
Uzmanlara göre BYOD kullanımında etkili güvenliğin ilk adımı, tüm kişisel cihazların kurumsal kaynaklara erişimlerinin görünür hâle getirilmesidir. Bu cihazlara dair bir envanter oluşturulması, ardından belirli güvenlik standartlarının (şifreleme, güçlü parolalar, iki faktörlü kimlik doğrulama, uç nokta güvenliği gibi) uygulanması gerekiyor. Bu kurallar, çalışanların kabul ettiği resmî bir BYOD politikası çerçevesinde belirlenmeli.
Yazılım güncellemeleri ve MDM kullanımı önemli
Kurumsal cihazlarda olduğu gibi kişisel cihazlarda da yazılım güncellemeleri ve güvenlik yamaları hayati önem taşıyor. Ancak BYOD kapsamında bu sorumluluk çoğunlukla çalışanlara bırakıldığından, ciddi güvenlik açıkları doğabiliyor. Bu noktada Mobil Cihaz Yönetimi (MDM) çözümleri devreye giriyor. MDM sistemleri sayesinde şirketler cihazları uzaktan izleyebilir, güvenlik yapılandırmalarını uygulayabilir ve kaybolan cihazlarda verileri silebilir.
VPN ve veri şifreleme ihlalleri önleyebilir
Uzaktan ya da kamusal ağlar üzerinden çalışanların mutlaka Sanal Özel Ağ (VPN) kullanması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, veri şifrelemesi ve çok faktörlü kimlik doğrulamanın da siber tehditleri önemli ölçüde azalttığını belirtiyor. Ayrıca, iş verilerinin kişisel verilerden ayrılması ve cihazlara parola koruması ile otomatik kilitleme özelliklerinin eklenmesi öneriliyor.
İnsan faktörü en kritik unsur
Tüm teknik önlemlerin yanında insan faktörü en zayıf halka olmaya devam ediyor. Şirketlerin, çok katmanlı güvenlik çözümlerine ek olarak düzenli yedeklemeler yapması ve personeline siber güvenlik farkındalık eğitimleri vermesi gerekiyor. Çalışanlar, kişisel cihaz kullanımının doğurabileceği riskleri ve bu risklere karşı alabilecekleri önlemleri anlamalı.
Gizliliğe saygı güven inşa eder
BYOD uygulamalarında bir diğer önemli konu da çalışan gizliliği. İşverenlerin hangi verilere erişeceği ve çalışanların kişisel bilgilerinin nasıl korunacağı konularında şeffaf olması büyük önem taşıyor. Bu noktada iş ve kişisel verileri birbirinden ayırabilen gizlilik odaklı MDM çözümleri tercih ediliyor.
Video: HyperX Cloud Mini Oyuncu Kulaklığı
Yeni videolar için buradan abone olun!