Obama’nın dijital kampanyasından 5 önemli ders

Eski Beyaz Saray İletişim Direktörü Dan Pfeiffer, “Hepimiz geleceğimizi düşünüyoruz. Zamanımızı ve enerjimizi geleceğe yatırmazsak, geri kalırız. Herkese gelecek için dijital strateji oluşturmayı öneriyorum. Dijital dönüşümü benimsediğimiz ölçüde başarılı olabiliriz” dedi.
“Daha iyi bir gelecek” hedefiyle Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etmeyi hedefleyen Vodafone’un bu yıl ilk kez düzenlediği “Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi”nde konuşan Pfeiffer, artık herkesin dijital dönüşümden geçtiğini ve ağlarla örülü bir dünyada yaşanıldığını belirterek, “Eğer internete erişiminiz varsa, hikayenizi yayınlayabilir, hatta dünyayı değiştirebilirsiniz. Günümüzde bilgi her zaman her yerde ve her formda bulunuyor. Kafa karıştırıcı görünse de yeni dünyadan korkmamak gerekiyor. Eğer dijital dönüşüme katılırsanız, yeni dünyada sizi bekleyen çok büyük fırsatlar var” değerlendirmesinde bulundu.
Pfeiffer, yeni dünyayı ve dijital dönüşümü kucaklamak gerektiğini, aksi takdirde başarısızlığın kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Obama’nın başkan olmasında gençlere yönelmesi ve onları seçim sürecine dahil etmesi büyük rol oynadı. İnterneti en yoğun kullanan grup olan gençlere ulaşmanın tek yolu ise dijital dönüşümden yararlanmaktı. Dolayısıyla, seçim kampanyamızın merkezinde dijital operasyonlar vardı. Biz geleceğe yatırım yaptık. Yeni teknolojilere inandık ve dijital bir strateji izledik. Bu stratejide de başarılı olduk. Başkan Obama sadece seçimi kazanmakla kalmadı, siyaset dünyasına da yeni bir disiplin getirdi. Hedefimiz, internet ile politikayı değiştirmekti. Böylece Obama, ABD tarihinde interneti kullanan ilk başkan oldu.”
ABD Başkanı Barack Obama’nın seçim kampanyası sürecinden çıkarılan derslere de değinen Pfeiffer, en önemli dersin, doğru kişileri işe almak olduğunu aktararak, “Seçtiğiniz kişilerin sadece bugünü değil yarını da anlaması lazım. İkinci ders ise gerçek olmak. Gerçek olmak derken risk almaktan bahsediyorum. Hedefiniz en yüksek internet trafiğine ulaşmak, en çok beğeni almak değil, mesajınızı aktarabilmek olmalı. Üçüncü ders, her bir sosyal platformun kendi diline sahip olduğunu düşünerek sizin de o dili konuşmanız. Dördüncü ders, iletişimin daha fazla önem kazandığını görmek oldu. Geçmişte iletişim tek yönlü bir sokak gibiydi, bugün ise çok yönlü” ifadelerini kullandı.
Pfeiffer, son olarak da hedef kitle ile duygusal bağ oluşturmak gerektiğini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hepimiz geleceğimizi düşünüyoruz. Zamanımızı ve enerjimizi geleceğe yatırmazsak, geri kalırız. Herkese gelecek için dijital strateji oluşturmayı öneriyorum. Yaşadığımız çağ, bence inanılmaz bir çağ. Dünya gözümüzün önünde değişiyor. Ekonomimizin temellerini kökten değiştiriyor. Bu değişim çok hızlı. Dijital dönüşümün çok başındayız. İnovasyon ve başarı peşinde koşan birçok kişi de bunun farkında. Dijital dönüşümü benimsediğimiz ölçüde başarılı olabiliriz.”