Siber güvenlik önlemi olmayınca üretim duruyor

Haber Merkezi27 Ekim 2025

Üretim sektöründe artık makineler değil, siber saldırılar üretim hatlarını durduruyor. Fidye yazılımları, veri ihlalleri ve kimlik avı saldırıları, operasyonları sekteye uğratırken tedarik zincirlerini zorluyor, marka güvenini sarsıyor. Siber güvenlik alanında küresel liderlerden ESET’e göre, üretim sektöründe siber güvenlik yalnızca bir teknoloji konusu değil; üretimi durma noktasına getirebilen, finansal kayıplara yol açabilen ve yatırımcı güvenini zedeleyen kritik bir iş riski hâline geldi. Son dönemde otomotiv sektöründe yaşanan saldırılar da bu durumu gözler önüne seriyor. Stellantis’in veri ihlali açıklaması ve Jaguar Land Rover’ın dört haftalık üretim duruşuna neden olan saldırı, özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler için ciddi bir uyarı niteliğinde.

Yasal uyumluluk çerçevesinde alınan temel önlemler artık yeterli değil. Günümüzün saldırganları, kimlik avı e-postaları, güvenliği ihlal edilmiş yazılımlar ve sistem açıkları üzerinden üreticileri hedef alıyor. Verilere göre üretim sektöründeki ihlallerin yüzde 85’i bu tür yöntemlerden kaynaklanıyor. Bu nedenle siber güvenlik, yalnızca BT departmanlarının değil, şirketin tüm stratejik planlamasının bir parçası olmalı.

Siber güvenlik, stratejik iş riski olarak ele alınmalı

Üretim tesislerinde kullanılan operasyonel teknolojiler genellikle on yıllar boyunca hizmet vermek üzere tasarlanıyor. Ancak bu sistemlerin modern saldırılara karşı savunmasız hâle gelmesi, kurumların risk alanını genişletiyor. Özellikle KOBİ’ler için kritik soru, bir siber olayın potansiyel maliyetinin eski sistemleri yenileme maliyetini ne zaman aşacağıdır. ESET uzmanları, üreticilerin güvenlik yatırımlarını yalnızca teknik bir gereklilik değil, iş sürekliliği ve finansal sürdürülebilirlik açısından stratejik bir adım olarak değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor.

Üreticiler siber riskleri nasıl azaltabilir?

Siber suçlular genellikle kimlik avı e-postaları, çalınan kimlik bilgileri ve üçüncü taraf yazılım açıklarını kullanıyor. Bu nedenle üreticilerin önleyici ve proaktif bir güvenlik stratejisi benimsemesi gerekiyor.

ESET’in önerileri şöyle:

Eyleme geçirilebilir tehdit istihbaratı: Gerçek zamanlı tehdit verileri, ekiplerin önceliklerini doğru belirlemesine yardımcı olur.

Sürekli izleme: Uç noktalar, sunucular ve bulut sistemleri arasında anormallikleri tespit etmek, saldırıların erken fark edilmesini sağlar.

Bölümleme ve erişim kontrolü: Güçlü kimlik yönetimi ve çok faktörlü kimlik doğrulama, saldırganların ağ içinde ilerlemesini engeller.

Güvenlik açığı yönetimi: Düzenli güncellemeler, olası açıkların kötüye kullanılmasını önler.

Yedekleme ve kurtarma: Çevrimdışı yedeklemeler, fidye yazılımlarının üretimi rehin almasını önler.

XDR ile güçlü savunma hattı

Geleneksel uç nokta koruma sistemleri tek başına yeterli değil. Genişletilmiş Tespit ve Müdahale (XDR) çözümleri, cihazlar, sunucular ve bulut altyapılarındaki verileri ilişkilendirerek kapsamlı bir güvenlik görünümü sunuyor. Küçük BT ekipleri bile Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) hizmetlerinden yararlanarak 7/24 uzman desteği, hızlı müdahale ve daha az kör nokta elde edebiliyor.

Endüstri 4.0’da dayanıklılığın temeli: Siber güvenlik

IBM’in 2025 Veri İhlali Maliyetleri raporuna göre, endüstriyel ihlallerin ortalama maliyeti 5 milyon dolara ulaşmış durumda. Ancak asıl kayıplar, üretim kesintileri, iptal edilen sözleşmeler ve müşteri güvenindeki azalmadan kaynaklanıyor. Bu nedenle siber güvenlik, yalnızca maliyet değil, aynı zamanda iş sürekliliğini sağlayan bir yatırım olarak görülmeli.

Eski sistemlerin yenilenmesi, teknik bir yükseltmeden çok, operasyonel dayanıklılığı artıran stratejik bir hamledir. Siber saldırıların maliyeti artarken, güvenliği doğrudan üretim sürekliliği ve finansal istikrarla ilişkilendiren bir bakış açısı zorunlu hâle geliyor.

Sonuç olarak, Endüstri 4.0 çağında en akıllı fabrikalar sadece otomasyonda değil, siber dayanıklılıkta da öne çıkıyor. Çünkü siber güvenlik olmadan inovasyon, sürdürülebilir değil.