EğitimGündemKariyer

Tersine göçün artmasıyla Türkiye’de Felemenkçe yaygın hale geldi

Müşteri deneyimi yönetimi alanında yabancı dil ihtiyacı artarken, Felemenkçe’nin en çok aranan diller arasındaki yükselişi dikkat çekiyor. Tempo BPO’nun Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkale, bu yükselişin nedenini “Bu durum bir dizi ekonomik, ticari ve kültürel faktörden kaynaklanıyor” diyerek açıklıyor. Özkale, müşteri deneyimi yönetimi alanında çalışmak isteyen adaylardan yabancı dil bilenlerin ise avantajlı olduklarını belirtiyor.

Müşteri deneyimi yönetimi alanında yabancı dil bilen çalışan ihtiyacı her geçen gün artıyor. Çalışanlara sunduğu imkanlar nedeniyle ve gelecekte de popülerliğini koruyacağı düşünülen bu alanda iş arayan çalışanlardan yabancı dil bilenler ise avantajlı hale geliyor. Müşteri deneyimi yönetimi ve bilgi teknolojileri alanlarında hizmet veren iş süreçleri dış kaynak firması Tempo BPO’nun Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkale, sektörde son aylarda Felemekçe bilen çalışan arayışındaki yükselişe dikkat çekiyor. İki dil bilen çalışan adayların her zaman daha avantajlı olduğunu belirten Özkale, Çince, Arapça ve Rusça gibi dillerdeki talebin ise giderek arttığını söylüyor.

“Tersine göçün artmasıyla Türkiye’de Felemenkçe yaygın hale geldi”

Tempo BPO’nun Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özkale, Felemenkçe’nin sektörde en çok aranan dillerden biri haline geldiğini belirterek şöyle konuşuyor:

“Türkiye’de Felemenkçe dilinin yaygın olmasının sebebi son dönemlerde tersine göçün artması. 1964 yılında başlayan işçi göçüyle Hollanda’ya giden ve oraya yerleşen çalışanların çocukları Hollanda’da eğitim aldı. Ana dili Felemenkçe olan bu yeni nesil artık Türkiye’de yaşamak istiyor ve ülkelerine geri dönüyorlar. Bu tersine göçün etkisi ile ana dili Felemenkçe olan kalifiye personeli Türkiye’de kolaylıkla bulabiliyoruz. Ayrıca Felemenkçe, Hollanda ve Belçika’da konuşulan resmi dillerden biri. Bu ülkeler Avrupa’nın ekonomik olarak güçlü ülkeleri arasında yer alıyor ve müşteri deneyimi yönetimine çok önem veriyorlar. Bu ülkelerdeki dijitalleşme ve online hizmetlere olan yüksek talep, müşteri deneyimi yönetimi sektöründeki büyümeyi tetikledi. Şirketler, müşteri memnuniyetini artırmak ve rekabet avantajı elde etmek için Felemenkçe hizmetlere yatırım yapıyor. Yapay zekâ ve dil teknolojilerindeki gelişmeler de bu süreci hızlandırdı. Şirketler, Felemenkçe konuşan müşterilere daha iyi hizmet sunarak rekabet avantajı elde ediyor ve müşteri sadakatini artırıyor. Felemenkçe diline olan talebin artmaya devam edeceği öngörülüyor.”

İki dil bilen çalışanlar avantajlı

İki dil bilen çalışanların hem kendilerine hem de şirkete karşı pozitif etkilerinin olduğunu belirten Özkale, “Birden fazla dil konuşan çalışanlar daha fazla müşteri tabanına daha verimli hizmet verirken maliyet azalışı sağlıyor. Bu çalışanlar farklı kültür ve dil gruplarına ait olan çalışma arkadaşlarıyla daha iyi iletişim kuruyor bu da takım çalışmasını geliştirip iş verimliliğini arttırıyor. Çalışan penceresinden baktığınızda ise kariyer basamaklarını daha hızlı tırmanmalarını sağlıyor. Sadece müşteri hizmetleri alanında değil pazarlama ve satış kanalında da oldukça avantajlı hale geliyorlar. Ayrıca iki dil bilmenin gelir düzeyine pozitif bir katkısı oluyor. Türkçe dışında bir yabancı dil bilen ile iki yabancı dil bilen arasında ise yüzde 32.4 gelir farkı var” diyor.

“Büyük ekonomilere sahip ülkelerin dillerine talep oldukça yüksek”

Özkale, şu anda sektörde ihtiyaç duyulan dillerle ilgili ise şunları söylüyor:

“Sektörde talep gören diller genellikle bir ülkenin ana dili veya resmi dilleri. Ancak, küreselleşmeyle birlikte farklı dillere olan talep artıyor. Özellikle İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca ve Mandarin gibi büyük ekonomilere sahip ülkelerin dillerine olan talep oldukça yüksek. Türkiye’deki çağrı merkezi sektöründe en çok İngilizce hizmet veriliyor. Bununla birlikte, Türkiye’nin turizm potansiyeli ve ekonomik ilişkileri göz önüne alındığında, Rusça, Almanca, Felemenkçe ve Arapça gibi dillere de hizmet veriliyor.”

“Çince, Arapça ve Rusça gibi dillerdeki talep giderek artıyor”

Gelecekte ön plana çıkacağı öngörülen dillerin hangileri olabileceğiyle ilgili de konuşan Özkale, şu bilgileri veriyor:

“Yükselen ekonomilere sahip ülkelerin dillerine olan talep de artıyor. Örneğin, Çince, Arapça ve Rusça gibi dillerdeki talep giderek yükseliyor. Çünkü bu dillerin konuşulduğu ülkelerin ekonomik etkisi büyüyor. Bununla birlikte, teknolojinin gelişmesi ve yapay zekâ tabanlı dil çeviri sistemlerinin kullanımıyla birlikte, daha az yaygın dillerdeki talep de artabilir. Bu sistemler, çağrı merkezi işletmelerine farklı dillerdeki müşterilere hizmet etme esnekliği sağlayabilir.”

Atlarla insanlar arasında ne fark var? | Kitap: Çalışılmayan Bir Dünya – Daniel Susskind

Yeni videolardan haberdar olmak için buradan kanala abone olmayı unutmayın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir