İklim Kanunu ne getiriyor ve neden eleştiriliyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşan İklim Kanunu, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Ulusal ve yerel düzeyde sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum, emisyon ticareti ve karbon fiyatlandırması gibi pek çok başlıkta kapsamlı düzenlemeler içeren kanun, Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşmasını destekleyecek yasal çerçeveyi sunuyor.

İklim Kanunu ile gelen başlıca yenilikler

1. İklim Değişikliği Başkanlığı kuruluyor
Yeni kanunla birlikte, iklim politikalarının koordinasyonundan sorumlu olacak İklim Değişikliği Başkanlığı hayata geçiriliyor. Bu kurum, strateji geliştirme, emisyon verilerinin toplanması ve karbon piyasalarının yönetimi gibi kritik görevleri üstlenecek.

2. Emisyon Ticaret Sistemi devreye giriyor
Kanun, Türkiye’de ilk kez ulusal ölçekte bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulmasını öngörüyor. Emisyonlara bağlı faaliyetler için izin alma zorunluluğu getirilirken, karbon fiyatlandırması esas alınarak piyasa temelli denetim mekanizmaları oluşturulacak. Bu sistem, düşük karbonlu üretimi teşvik etmeyi ve enerji verimliliğini artırmayı amaçlıyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı
Avrupa Yeşil Mutabakatı

3. Yerel yönetimlere eylem planı zorunluluğu
Her ilde kurulacak İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları, 2027 yılı sonuna kadar yerel iklim eylem planlarını tamamlamakla yükümlü olacak. Böylece iklim politikalarının yerel ölçekte uygulanabilirliği artırılacak.

4. Net sıfır ve uyum hedefleri yasal güvenceye alındı
Kanun kapsamında, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve Paris Anlaşması’na uyum çerçevesinde oluşturulan Ulusal Katkı Beyanı yasal statü kazandı. Kamu kurumları ve özel sektör, bu hedeflere uygun stratejiler geliştirmekle sorumlu olacak.

5. Cezai yaptırımlar ve denetim mekanizmaları güçlendirildi
Emisyonların raporlanmaması veya eksik bildirilmesi durumunda işletmelere 500 bin TL’ye kadar idari para cezası verilebilecek. Ayrıca iklim verilerinin güvenilirliğini sağlamak amacıyla bilgi ve belge paylaşımı zorunlu hale getirildi.

6. Karbon piyasaları ve gönüllü ticaret
Yasa, gönüllü karbon piyasalarına ilişkin çerçeveyi de tanımlıyor. Karbon kredilerinin alım-satımı, uluslararası standartlara uygun biçimde yapılacak ve Türkiye merkezli karbon projelerinin artması desteklenecek.

Karbon Kredisi
Karbon Kredisi

Türkiye’nin 2035 hedefi: 48 GW rüzgar gücü

Kanun, özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanmasını desteklemeyi hedefliyor. Türkiye’nin 2035 yılına kadar 43 GW karasal, 5 GW deniz üstü olmak üzere toplam 48 GW rüzgar enerjisi kurulu gücü hedefi bulunuyor. Yatırım süreçlerinin sadeleştirilmesi ve izin mekanizmalarının hızlandırılması da yasanın önemli bileşenleri arasında yer alıyor.

Adil geçiş ve iklim adaleti vurgusu

İklim Kanunu, sosyal ve ekonomik dönüşüm süreçlerinde “adil geçiş” ilkesini esas alıyor. Bu kapsamda dezavantajlı grupların dönüşüm sürecinde desteklenmesi, yeni istihdam fırsatlarının yaratılması ve bölgesel eşitsizliklerin azaltılması hedefleniyor. “İklim adaleti” kavramı da yasal zemine taşınarak toplumsal hassasiyetlerin gözetilmesi amaçlanıyor.

Güneş Enerjisi Santrali
Güneş Enerjisi Santrali

Temkinli yaklaşımlar ve eleştiriler de var

İklim Kanunu, önemli bir adım olarak değerlendirilse de kamuoyunda bazı temkinli yaklaşımlar ve eleştiriler de gündemde.
Çevre örgütleri ve uzmanlar, yasanın bilimsel emisyon azaltım hedeflerinden uzak, daha çok piyasa temelli yaklaşımları önceleyen bir yapıda olduğunu savunuyor. Özellikle fosil yakıtlardan çıkışa dair açık ve bağlayıcı hükümler içermemesi, çevre hareketleri tarafından eksiklik olarak görülüyor.

Ayrıca, karar alma süreçlerine sivil toplum ve akademik çevrelerin yeterince dahil edilmediği, bazı düzenlemelerin uygulamada gri alanlar oluşturabileceği ifade ediliyor.
Karbon piyasaları ve emisyon ticaret sisteminin etkinliği konusunda ise “karbonu satılabilir bir meta haline getirmenin” gerçek bir emisyon azaltımı sağlamayabileceği yönünde kaygılar mevcut.

Türk Telekom
Türk Telekom

Türkiye için önemli bir başlangıç

İklim Kanunu, Türkiye’nin ilk kapsamlı iklim yasası olarak yasal, kurumsal ve ekonomik temelleri bir araya getiriyor. Uygulamanın başarısı ise yalnızca düzenlemelerin varlığına değil; şeffaflık, denetim, toplumsal katılım ve siyasi iradeye bağlı olacak.

İklim krizinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği bir dönemde bu yasal adım, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında belirleyici bir rol oynayabilir. Ancak atılacak her yeni adım, bu yasanın sadece kağıt üzerinde kalmamasını sağlamak açısından büyük önem taşıyor.