Siber güvenlik grupları Rusya ve Ukrayna arasında ikiye bölündü

Rusya ve Ukrayna arasında tırmanan gerginlik ve devamında oluşan savaş tüm dünyanın gündemini meşgul ediyor. Kara, deniz ve hava üzerinden atılan adımlar yakından takip edilirken bu süreçte siber saldırıları da kesinlikle göz ardı etmemek gerekiyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya doğru harekete geçmesiyle birlikte ülkeleri ve ülkelerin değerli kurumlarını hedef alan siber saldırılarda da önemli bir artış gözlemleniyor. Halihazırda kamu kurumlarının 70’den fazla web sitesinin görünümü değiştirildi veya offline hale getirildi.

Verileri silen kötü amaçlı bir yazılım da yine Ukrayna’nın kamu kuruluşlarının web sitelerine saldırmaya devam ediyor. Ukrayna da binlerce gönüllüden oluşan bir siber ordu kurmak için adımlar atıyor.

Ukrayna’yı merkeze alan bu saldırılar, siber dünyada bir bölünmeye neden oluyor. Conti olarak bilinen fidye yazılımı grubunun Ukraynalı bir üyesi 13 ay öncesine kadar giden ekip içindeki konuşmalarını kamuoyuyla paylaşırken dünyaca ünlü hacker grubu Anonymous da Rusya’ya siber savaş ilan etti ve Rusya’nın Savunma Bakanlığı’na yapılan saldırıyı üstlendi.

Bunun dışında Rusya hükümetine ait birçok kanalın ele geçirilerek Ukrayna’yı destekleyici yayınların yapılmasında da yine Anonymous‘un payı olduğu düşünülüyor.

Dünyanın dört bir yanındaki gönüllü ve profesyonel 230.000’den fazla kişi, hükümetin de desteğiyle ülkenin siber saldırılara karşı savunabilmesine yardımcı olarak Ukrayna’nın Bilgi Teknolojileri ordusu haline geldi.

Bu ordu ağırlıklı olarak Rusya’nın ve Rusya’ya destek veren kurumların önemli web sitelerinin çökertilmesi için çalışıyor ancak son gelişmeler bu ekibin bankacılık sistemiyle ilgili hizmetlere de odaklanmaya başladığını gösteriyor.

BugBounter Kurucu Ortağı Murat Lostar, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Günümüzde tüm altyapı sistemleri online ortamlarda çalışıyor. Nükleer tesisler de aynı şekilde online ortama bağlı. Dolayısıyla bu tesislerin sistemine yapılacak bir siber saldırının yol açacağı yatay hasarlar, büyük bir kitlenin hayati tehlikeyle karşılaşmasına veya olumsuz koşullarda yaşamak zorunda kalmasına neden olabilir.”

Bana Yalan Söylediler [İnternet ve Gerçek Yüzümüz] – Seth Stephens-Davidowitz