Üretim sektöründe siber savunma nasıl sağlanabilir?

Üretim sektörü, operasyonel sürekliliğe son derece bağımlı yapısı, karmaşık tedarik zincirleri ve yüksek değerli fikri mülkiyetleriyle siber suçluların başlıca hedeflerinden biri hâline geldi. Kesinti toleransının düşük olduğu bu sektör, bir yandan üretim verimliliğini artırmak için dijitalleşirken, diğer yandan genişleyen saldırı yüzeyi nedeniyle giderek artan siber tehditlerle karşı karşıya kalıyor.
Küresel siber güvenlik şirketi ESET, üretim sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri hedef alan siber saldırıların hızla arttığına dikkat çekerek, kurumların savunma stratejilerini güçlendirmeleri gerektiğini vurguladı.
Üretim sektörü siber saldırıların yeni hedefinde
Son yıllarda üretim tesislerine yönelik siber saldırılar, hem sıklık hem de karmaşıklık açısından önemli ölçüde artış gösterdi. Tehdit aktörleri, teknik açıkların yanı sıra sosyal mühendislik ve kimlik bilgisi hırsızlığı gibi yöntemleri bir arada kullanarak sistemlere sızıyor, uzun süre tespit edilmeden bilgi topluyor.
IBM verilerine göre, üretim sektörü geçtiğimiz yıl dünya genelinde en çok hedef alınan sektör konumuna geldi. Endüstriyel kontrol sistemleri, robotik ve eski teknolojilere bağlı operasyonel ağlar, saldırı yüzeyini genişleterek fidye yazılımlarının etkisini artırdı.
Verizon’un 2025 raporuna göre sektördeki doğrulanmış siber ihlallerin oranı bir yılda yüzde 89 arttı. Bu ihlallerin yüzde 90’ından fazlası 1.000’den az çalışanı bulunan KOBİ’lerde gerçekleşti. Ayrıca, casusluk amaçlı ihlallerin oranı bir yıl içinde yüzde 3’ten yüzde 20’ye yükseldi. En çok çalınan veri türlerinin arasında üretim planları, teknik raporlar ve e-posta yazışmaları yer aldı.
ESET araştırmalarından kritik bulgular
ESET Research ekibi, yakın dönemde WinRAR yazılımında tespit edilen sıfırıncı gün güvenlik açığının, üretim sektörünü de hedef alan geniş çaplı bir saldırı kampanyasında kullanıldığını belirledi. “İş başvurusu belgeleri” kisvesi altında yayılan zararlı arşiv dosyaları aracılığıyla gerçekleştirilen saldırılar, RomCom olarak bilinen tehdit grubuna atfedildi. Bu saldırılar, sektörü hedef alan siber casusluk faaliyetlerinin geldiği noktayı gözler önüne serdi.
Siber dayanıklılığı artırmak için stratejik adımlar
ESET uzmanlarına göre, üretim şirketlerinin ilk olarak çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), hızlı yama yönetimi ve veri şifreleme gibi temel güvenlik uygulamalarını eksiksiz biçimde hayata geçirmesi gerekiyor. Bununla birlikte, saldırıların erken tespiti ve hızlı müdahalesi için Genişletilmiş Tespit ve Müdahale (XDR) veya Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) çözümlerine yatırım yapılması öneriliyor.
Özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler için MDR hizmetleri, yüksek güvenlik kapasitesini daha düşük maliyetle sunarak önemli bir avantaj sağlıyor. Bu hizmetlerin öne çıkan faydaları şöyle sıralanıyor:
- 7/24 uzman ekipler tarafından tehdit izleme ve analiz,
- Şirket içi güvenlik operasyon merkezi (SOC) kurulumuna kıyasla düşük maliyet,
- Hızlı tehdit tespiti, müdahalesi ve kontrol altına alma,
- Operasyonel kesintileri ve finansal kayıpları en aza indirme,
- Gelecekteki saldırılara karşı kurumsal dayanıklılığın artırılması.
Saniyelerin kritik olduğu bir ortamda siber savunma
Üretim ortamlarında zamanın büyük önem taşıdığına dikkat çeken ESET, tehditlerin etkili bir biçimde yönetilebilmesi için hızlı tepki mekanizmalarının hayati olduğunu belirtiyor. MDR çözümleri, olay müdahale süreçlerini hızlandırarak Sıfır Güven (Zero Trust) yaklaşımıyla uyumlu, proaktif bir savunma yapısı oluşturuyor.
İleri analiz teknolojileri ile insan uzmanlığını bir araya getiren bu sistemlerin, yalnızca bireysel işletmelerin değil, aynı zamanda geniş tedarik zincirlerinin güvenliğini sağlama konusunda da belirleyici rol oynadığı ifade ediliyor.