Snowden skandalı müttefiklerin arasını açtı

Amerikan istihbaratı dost ve müttefik Almanya ile ABD’yi birbirine düşürdü. Almanya, kişisel verilerin dokunulmazlığına çok değer verilen, 80 milyonluk nüfusuna rağmen Facebook ve Twitter kullanımının başka ülkelere göre çok daha sınırlı kaldığı, Google Street View’de çekilen resimlerin bile bu yüzden dünyada en çok buzlandığı ülkelerden.
Bu nedenle, ABD Ulusal Güvenlik Dairesi’nin dinleme skandalı Almanya’da büyük tepkiye neden oldu.
Haberlere göre, ABD’nin siber casusluk programı çerçevesinde, Almanya’da ayda 500 milyon siber bağlantı, yani 500 milyon elektornik posta, kısa mesaj, telefon konuşması ve internet bağlantısı Amerikan istihbaratı tarafından otomatik olarak dinleniyor.
Uzmanlar, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi NSA’in dinlediği bağlantıların sayısının ayda yarım milyarı bulmasında, Almanya’ya özel bazı teknik özelliklerin de rol oynadığını belirtiyorlar.
Teknik kavşak
Frankfurt kenti Avrupa’da çok sayıda internet bağlantısının teknik açıdan düğümlendiği bir kavşak.
NSA, Avrupa’daki dinleme faaliyetlerini teknik olarak bu kavşak üzerinden yürüttüğü için, bu kadar çok Almanya menşeli elektronik posta, telefon, mesaj ve internet bağlantısı dinleme ağına takılıyor.
Yine uzmanlara göre, NSA’in Almanya da bu kadar yoğun dinleme faaliyetinde bulunmasının bir başka nedeni daha var. O da 11 Eylül saldırılarının faillerinin bir kısmının Almanya’dan çıkmış olması.
11 Eylül saldırısı eylemcilerinden üçü, saldırılardan önce “yabancı üniversite öğrencisi statüsünde” Almanya’da, Hamburg’da yaşamıştı.
Saldırılardan sonra, Amerikan gizli servisleri Almanya’nın, El Kaide başta olmak üzere uluslararası örgütler için “bir çekilme ve dinlenme alanı” olduğuna kanaat getirdiler. Ama gösterilen bir sebep daha var ki, Almanya’daki sert tepkiler bu yüzden.
Muhalefet ‘hesap sor’ diyor
Buna göre Amerikan istihbaratı, özellikle teknolojik yenilikler konusunda dünyanın bir numarası sayılan Almanya’da alenen ‘sanayi casusluğu’ yapıyor. Muhalefet Merkel hükümetinin ABD Başkanı Obama’dan hesap sormasını istiyor
Almanya Başbakanı iki hafta önce, Obama Berlin’i ziyaret ettiğinde de başına sızdırılan internet ve telefon izleme programı hakkında dostane bir ifade tarzıyla ‘şeffaflık’ istemişti.
Obama’nın konuya girmekte çekingen kalması üzerine de ‘tabi internet henüz yeni bir mecra’ demiş ve bu ifadeleri nedeniyle Alman kamuoyunun alaylı tepkisine maruz kalmıştı. Muhalefet bu kez, Amerikan yönetiminden sert bir dille hesap sorulmasında ısrarlı.
‘Anlaşmaları iptal et’
Yeşiller bu bağlamda, Almanya’nın ABD ile bankacılık verilerinin ve uçuşlardaki yolcu bilgilerinin paylaşılmasını öngören mevcut anlaşmaları derhal askıya almasını, hatta ABD ile AB arasında imzalanması öngörülen Serbest Ticaret Anlaşması için de veto hakkını saklı tutmasını istiyor.
Eylül ayında genel seçimlerin yapılacağı Almanya’da kamuoyunun en hassas olduğu konuların başında gelen ‘kişisel verilerin korunması” konusunda patlayan bu skandal, başbakan Merkel’i ciddi bir şekilde zorlayabilir
Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti de sert tepki veriyor. Merkel hükümetinin Adalet bakanı Sabine Leutheusser Schnarrenberger, Hür Demokrat Partili.
Bakan ‘gelişmelerin soğuk savaş dönemini hatırlattığını ve ABD yönetiminin Almanya’ya sanki bir ‘şer ekseni’ ülkesiymiş gibi davranmasının kabul edilemeyeceğini’ söylüyor.
Merkel sessiz
Merkel ise sessizliğini koruyor. Ancak hükümet sözcüsü bu sabahki basın toplantısında, ‘Dostlar tarafından siber casusluk teknolojisiyle dinleniyor ve denetleniyor olmak kabul edilebilir bir durum değil. Soğuk savaş bitti. Alman hükümeti Amerikan yönetiminden açıklama talep etti’ dedi.
BBC’nin haberine göre, gözlemciler, ABD yönetiminin hafta sonunda Alman hükümetine el altından ulaştırılan ‘konuyu diplomatik teamüllere göre, hükümetler nezdinde çözecekleri’ mesajının, artık bir kıymeti kalmadığını vurguluyorlar.
Kişisel verilerin korunması konusunda son derece hassas olan Alman kamuoyunun zayıf açıklama ya da özürlerle tatmin olması beklenmiyor.
Seçim kampanyasının kızışmakta olduğu bir dönemde ‘siber casusluk skandalı’nın ABD yönetiminin başına beklenmedik işler açması ihtimali düşük görülmüyor.