Medya devi Rupert Murdoch’ın hikâyesini andıran dizi: Succession

Medya devi Rupert Murdoch ve ailesinden ilham aldığı belirtilen Succession adlı dizi, şu sıralar çok popüler. HBO televizyon kanalında yayınlanan dizinin, üçüncü sezonu gösterime girdi. Dizinin hikayesi, bir medya patronu olan Logan Roy ve çocukları arasındaki güç ilişkisi üzerinden şekilleniyor. Bu güç ilişkisi içinde, merhamet en az hissedilen duygu olabilir. “Şirketin yeni varisi kim olacak?” sorusu üzerinden dört kardeş arasında kurulan ittifaklar ve yaşanan kavgalar, çoğu zaman bir kukla şovu gibi babaları tarafından yönetiliyor.
Jesse Armstrong tarafından yaratılan dizi, geçen yıl televizyon Oscar’ı olan Emmys’de en iyi drama dahil yedi ödül daha aldı. Armstrong, diziyi, “insanın, güç ve aile ilişkisi kesişiminde nasıl yozlaşabildiği” fikri üzerine kurguladığını anlatıyor. Birçokları diziyi HBO televizyon kanalının en iyi dizileri arasında gösteriyor.
“Zengin olmak muhteşem. Yetkililer size dokunamıyor.”
Dizi nasıl bu kadar popüler oldu? Succession kendi, özgün dili ile hatırlanacak yapımlardan biri. Karanlık bir mizah anlayışı, karakterlerin zenginlik üzerinden kurdukları bu gibi cümleler kesinlikle onu farklı yapıyor: “Zengin olmak muhteşem. Süper kahraman olmak gibi… Her istediğinizi yapabiliyorsunuz. Yetkililer size dokunamıyor. Kostüm de giyebiliyorsunuz. Sadece bu kostüm Armani tarafından tasarlanmış oluyor.”
Karakterler, kendilerinden nefret etmek için çok fazla sebep sunuyor. Sonra bir anda onlardan birine daha yakın hissederken bulabiliyorsunuz kendinizi. Ama bu yakınlığı, ana karakter ‘patron baba’ Logan Roy için kurmak güç.
“Succession dizisinde zalimlik ön planda”
The Guardian’dan Tim Dowling, “Zalimlik üzerinden kurgulanan senaryoya, keskin ve küfürlü diyaloglardan oluşuyor. Her ne kadar mizahi durumlar varsa da, canavarları insan olan bir dramanın olması gerektiği gibi de korkutucu” diyor. Atlantic’ten Sophie Gilbert da sahnelerin birebir hatırlamaktan çok bıraktıkları hissin kendisinde öne çıktığını söylüyor.
Dizi Murdoch’lar hakkında mı? BBC’ye göre, resmi olarak değil. Hatta benzerlikleri kabul etmekle birlikte, dizinin yaratıcısı Jesse Armstrong röportajlarında bu düşünceyi reddediyor. Ama paralellikler olduğu bir gerçek.
Kendisi de uluslararası bir medya şirketi sahibi olan Rupert Murdoch’ın da şirketin varisi olarak mücadele halinde olan çocukları bulunuyor. James, Elisabeth ve Lachlan isimli çocuklarının her birinin ismi, bir dönem varis olarak öne çıkmıştı. Dizi hakkında New York Times’a konuşan dizinin yaratıcısı Armstrong, “İnanılmaz olan bu olayın her yerde oluşu” dedi.
“Amerika’nın en canavar aile şirketi”
Guardian gazetesinde yayınlanan değerlendirmesinde diziye beş yıldız veren Lucy Morgan, sezonu, “hızlı akan bir dönüş” yaptığını söylüyor ve devam ediyor: “Kurumsal manevralar, mevkiler için yapılan ataklar, fırsat kollamalar ve Amerika’nın en canavar aile şirketinden bekleneceği gibi kıç kollamalarda hiç kısıntı yapılmamış”
Independent’tan Philippa Snow da televizyona yazılmış “en kötü ve en narsist kişileri izlemek” halen keyifli diyor. CNN için diziyi yazan Brian Lowry de, son sezonun tüm Shakespearyen ve Murdochyanlığı ile geri döndüğünü söylüyor. Ancak Atlantic yazarı Sophie Gilbert, “Televizyondaki en iyi dizi geri döndü” başlıklı yazısında, diziyi son sezonda gerçeklikten uzaklaşmak ve bazı noktalarda da ilk sezon akışına benzemekle eleştiriyor.
Rupert Murdoch kimdir?
Tam adı Keith Rupert Murdoch olan ünlü işadamı 11 Mart 1931’de İskoçya kökenli bir ailenin oğlu olarak Avustralya’nın Melbourne şehrinde dünyaya geldi.
Ülkesi Avustralya’da gazeteler, dergiler ve televizyonlarla çalışma hayatına başlayan Murdoch, şirketini İngiliz ve Amerikan medyasına doğru genişletmiş ve dünyanın en önemli ve zengin medya patronlarından biri oldu. Dünyanın en zenginleri listesinde yer alan Murdoch, Amerika Birleşik Devletleri merkezli News Corporation şirketinin yöneticisi ve hissedarı.
Rupert, ailesinin çiftliği Cruden’de büyüdü. Geelong Grammar adlı, seçkin tabakaya mensup çocukların gittikleri okulda okudu ve 16 yaşındayken öğrenci gazetesinin redaktörlüğünü üstlendi. Melbourne Herald gazetesinde staj gören genç, 1950’den sonra Oxford’da siyasal bilgiler tarih ve siyasal ekonomi okudu ve bu eğitimini 1953’te tamamladı.
Babası Çanakkale Savaşı muhabiriydi
Babası, Birinci Dünya Savaşı yıllarında ‘Çanakkale Savaşı’ haberleriyle adını duyuran Keith Murdoch, Avustralya gazeteciliğinin öncülerinden biriydi. Babasının ölümünden sonra Murdoch’a Adelaide’de News Ltd. adlı küçük bir yayınevi miras kaldı.
Ailesinin şirketinde 23 yaşında patron koltuğuna oturan Murdoch, Avustralya’da başlayan ticari hayatını ABD, İngiltere ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde de gazete, dergi, radyo, TV ve sinema şirketleri satın alarak ya da kurarak devam ettirdi.
1985’te Amerikan vatandaşlığını kabul etti
Sahip olduğu büyük medya gücüyle acımasız kapitalizm uyguladığı eleştirileri aldı. Küçük bir yayınevini dünya çapında bir medya devine dönüştüren 1931 doğumlu Murdoch sendikalarla yaptığı tartışmalardan sonra katı, acımasız bir kapitalist olarak tanınıyor.
Murdoch, 1985’te Amerikan vatandaşlığını kabul etti. Ardından Skyband adlı uydu istasyonunu ve Metromedia adlı yedi yerel yayıncısı bulunan televizyon şirketini aldı. Ardından 20th Century Fox adlı fılm şirketini satın alarak hepsini Fox Television adı altında bir TV yayın zinciri olarak birleştirdi.
Türkiye’de Fox kanalının sahibi
Dünya medya devi Rupert Murdoch’un sahibi olduğu News Corporation, 2006’da Atlantic Records’ın Başkanı Ahmet Ertegün ile birlikte TGRT’nin yayın hakkını elinde bulunduran Huzur Radyo TV’yi satın aldı. Uzun süredir devam eden görüşmeler 151 milyon TL’lik (98 milyon dolar) anlaşma ile sona ererken, TGRT markası Ören Ailesi’nde kaldı, kanalın adı ‘Fox’ olarak değiştirildi.
Muhafazakar yayın politikası
Rupert Murdoch’a ait Fox News Channel, politik açıdan muhafazakâr olmasıyla, muhafazakâr politikacıları ve görüşleri savunmasıyla eleştiriliyor. Haber kanalı 2004 tarihli, yapımı ve yönetimi Robert Greenwald’a ait olan ‘Outfoxed: Rupert Murdoch’s War on Journalism’ adlı belgeselde de ağır eleştirilere uğradı. Profesör Roy Greenslade’in Guardian Unlimited için yazdığı bir makalede Murdoch’ın medya imparatorluğuna ait 175 gazetenin tamamının, Irak savaşını savunan haberler yaptığına işaret etmişti.
İngiltere’nin ‘telekulak’ı
Murdoch’un News of the World gazetesinin öldürülen bir genç kızın telefon mesajlarını sildiğinin ortaya çıkmasıyla patlak veren skandalda, asker ailelerinin ve birçok ünlünün de dinlediği anlaşıldı ve gazetenin kapanmasına karar verildi. Konuyla ilgili olarak olayın yaşandığı dönem gazetenin genel yayın yönetmeni olan Rebekah Brooks istifa etti ve sonradan kefaletle serbest bırakılsa da gözaltına alındı. Londra Emniyet Müdürü istifa etti ve olayı ortaya çıkaran eski muhabiri Sean Hoare evinde ölü bulundu.