İberya’daki enerji krizinden çıkarılacak dersler

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), 28 Nisan 2025 tarihinde İspanya ve Portekiz’i kapsayan İber Yarımadası’nda yaşanan elektrik kesintisini teknik açıdan ele alan bir gözlem raporu yayımladı. Raporda, Avrupa elektrik sistemi açısından “tarihi bir vaka” olarak nitelendirilen kesintinin nedenlerine dair teknik tespitler yer alırken, Türkiye için de çeşitli önerilerde bulunuldu.
Kesintinin Teknik Nedenleri
“28 Nisan 2025 Tarihli İber Yarımadası Elektrik Kesintisine İlişkin TÜREB Teknik Gözlem Raporu” başlıklı çalışmada, söz konusu kesintinin yüksek yenilenebilir enerji entegrasyonu, düşük sistem ataleti, inverter bazlı üretim yapısının zafiyetleri ve hibrit HVDC/AC bağlantıların teknik sınırları gibi unsurların birleşimiyle meydana geldiği belirtildi.
Raporda yer alan değerlendirmelere göre, ilk üretim kaybının sebebi kesinleşmemekle birlikte, İspanya’da gözlenen yüksek gerilimler nedeniyle çok sayıda dağıtık üretim tesisinin anlık olarak devre dışı kalmış olabileceği ifade edildi. Bu gelişmelerin ardından başlayan frekans düşüşünün otomatik koruma sistemlerini tetiklediği, yük atmalarla sistem dengesinin sağlanamaması sonucu Fransa-İspanya arasındaki AC bağlantıların senkronizasyon kaybı nedeniyle koptuğu ve nihayetinde tüm İberya şebekesinin çöktüğü aktarıldı.
Politika Önerileri ve Türkiye’ye Yönelik Tespitler
TÜREB’in raporunda, İber Yarımadası’ndaki kesintinin enerji dönüşümü sürecinde şebeke yatırımları, dijitalleşme, esneklik ve elektrik depolama sistemlerinin kritik rolünü yeniden gündeme getirdiği vurgulandı. Raporda esneklik ve sistem ataleti gibi kavramların enerji politikalarında daha fazla öne çıkmaya başladığı, batarya sistemlerinin frekans destekleme rolleri ve talep tarafı esnekliği için piyasa bazlı mekanizmaların önem kazandığı kaydedildi.
Türkiye’ye yönelik bölümde ise, ülkenin elektrik depolama kapasitesini geliştirme konusunda vizyoner ve proaktif bir strateji benimsediği ifade edildi. Son yıllarda verilen yeni rüzgar ve güneş enerjisi santrali ön lisanslarının elektrik depolama şartı ile düzenlendiği, bu yaklaşımın sistemsel esnekliği ve arz güvenliğini artırmaya yönelik olduğu belirtildi.
Depolamalı Yatırımlarda Türkiye’nin Konumu
TÜREB’e göre, Türkiye genelinde tahsis edilen yaklaşık 680 depolamalı proje ile toplam 33,5 GW’lık kurulu güce ulaşılmış durumda. Bu ölçeğin, Türkiye’nin elektrik sistemine entegre olacak esnek ve kapsayıcı bir yenilenebilir enerji altyapısının temelini oluşturduğu kaydedildi.
Raporda ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) ve elektrik dağıtım şirketlerinin, bu yatırımların hayata geçirilmesi konusunda çeşitli roller üstlendiği ifade edildi.
Yakın zamanda yasalaşması beklenen “Süper İzin Düzenlemesi” ile birlikte, söz konusu projelerin daha hızlı devreye alınmasının hem yenilenebilir enerji kurulu gücüne hem de iletim sistemi güvenliğine katkı sağlayacağı belirtildi.
